Prof. Dr. Kemal BUHARALIOĞLU bu derste muskarinik alkaloitlerin genel özelliklerini tartışıyor. Bu dersin kolin esterlerinin daha iyi anlaşılmasına bir zemin hazırladığının altını çiziyor. Bu alkaloitlerin farmakolojik özellikleri ve klinik kullanımlarının anlaşılmasında medisinal kimya bilgisinin ne kadar önemli olduğunu vurguluyor.
1. Doğrudan etkili muskarinik agonistler; doğal muskarinik alkaloitler (pilokarpin, arekolin ve muskarin), sentetik kolin esterleri (betanekol, karbakol ve metakolin) ve diğer (kinüklidin türevi sevimelin) olmak üzere üçe ayrılabilir. Alkaloitler kolin esterleriyle karşılaştırıldığında kimyasal yapı olarak bazı benzerliklerin yanı sıra belirgin farklılıklara da sahiptir.
2. Pilocarpus cinsi bitkilerden elde edilen pilokarpin (tersiyer amin) bir imidazol alkaloididir. Molekülündeki lakton (siklik ester) aktivite için gereklidir. Bu lakton grubu hidrolize olduğunda veya epimerizasyona (birden fazla asimetrik merkezi bulunan pilokarpin gibi bir bileşiğin yalnızca bir kiral atomundaki farklı konfigürasyonu) uğradığında pilokarpin inaktive olur. Pilokarpin çözeltileri oda sıcaklığında saklanabilirken jel formu soğutulmalıdır. Pilokarpin özellikle muskarinik M3 reseptörlerine afinitesi nedeniyle baskın muskarinik etkilere sahiptir. Tükürük salgılanması (sialogog), terlemeyi artırıcı (diyaforetik) ve miyotik (açık açılı glokom) etkileri terapötik amaçla kullanılabilir.
3. Arekolin (tersiyer amin) Areca catechu palmiyesinin tohumlarının başlıca alkaloididir. Arekolin asetilkolinin siklik "ters ester" biyoizosteridir. Yani farklı fonksiyonel gruplar taşısalar da benzer biyolojik etkilere sahip bileşiklerdir. Muskarinik ve nikotinik reseptörleri etkiler. Asya ülkelerinde öforik etkisi nedeniyle çiğneme karışımı olarak yaygın (dünyada dördüncü sırada en çok tüketilen bağımlılık yapıcı madde) bir şekilde tüketilir.
4. Modern farmakolojiye giden yolda önemli kilometre taşlarından biri olan muskarin kolin esterlerinin tasarımına, yapı-aktivite ilişkilerinin (bir dizi bileşiğin kimyasal yapısı ile farmakolojik aktivitesi arasındaki ilişki) kurulmasına önemli bir mantıksal zemin sağlamıştır.
5. Muskarin (kuaterner amin) mantar zehirlenmeleri açısından da önemlidir. İlk kez Amanita muscaria adlı mantardan elde edilse de aslında bu mantarın muskarin içeriği oldukça düşüktür. Bu nedenle zehirlenme de muskimol, ibotenik asit ve diğer izoksazol türevlerinin nörolojik ve halüsinojenik özellikleri başrolü oynar. Tedavi esas olarak destekleyicidir; eksitasyon baskın ise benzodiazepinler kullanılabilir. Atropin deliryumu şiddetlendirdiği için tercih edilmez. Çeşitli Inocybe ve Clitocybe türlerinin muskarin içeriği çok daha yüksektir. Muskarine atfedilebilen zehirlenme belirtileri salivasyon, lakrimasyon (gözyaşı), mide bulantısı, kusma, baş ağrısı, görme bozuklukları, abdominal kolik, diyare, bronkospazm, bradikardi, hipotansiyon ve şok olarak sıralanabilir. Bu belirtiler atropin ile etkili bir şekilde bloke edilir.